27 Haziran 2018 Çarşamba

İZCİLİK

İZCİLİK


İzcilik Nedir?İzcilik, eğitim amaçlı, üniformalı bir gençlik teşkilatıdır. Felsefesi gereği millet, ırk ve din ayrımı gözetilmez. Politik değildir, Gönüllü bir eğitim türü olduğundan kişinin kendisini geliştirmesi için pek çok olanak sunar. Bilmek için öğrenmeyi, yapmak için öğrenmeyi amaçlar. İzcilik, 1907 yılında Sir Robert Stephonsen Smyth Baden Powell tarafından İngiltere’de kurulmuştur. 1912 yılında da Türkiye’de kurulmuştur. O günlerde yakılan izcilik ateşi, bugün bizlerle yarında sizlerle yanmaya devam edecektir.

İzciliğin Amacı Nedir?

İzciliğin Amacı Bünyesine katılan çocuk veya genci toplum içinde belli vasıf ve karaktere sahip, yapıcı bir ruhu olan, kanunlara saygılı ve disiplinli, başkalarını düşünen, topluma hizmet etmekten zevk duyan, yurduna ve milletine bağlı, insanlara karşı dürüst ve iyi niyetli, gerekli el becerilerine sahip, kendine güvenip sorumluluk almaya hazır ve istekli, sağlıklı ve olumlu düşünen, doğa ve kültür eserlerini koruyan iyi bir vatandaş olarak yetiştirmektir.

İzciliğin Devreleri Nelerdir?

İzcilikteki Devreler İzciliğe başlayan genç içinde bulunduğu oymak ya da ocak ünitesine göre aşağıdaki eğitim devrelerinden geçirilir. İzcilik, çalışmaları (oymak) Aday izcilik devresi, Yetkin izci devresi, Seçkin izci devresini içermektedir. Ergin izcilik, çalışmaları (ocak) Aday izcilik devresi, 1.yıl eğitim devresi, 2.yıl eğitim devresi, Hizmet devrelerini içermektedir.

İzciliğin Metodları Nelerdir?

Metod, hedeflere ulaşmak için kullanılan araçlar ve takip edilecek yol olarak ifade edilebilir. İzci metodu, "Geliştirici bir kişisel eğitim sistemi" olarak tanımlanabilir. Buna göre izciliğin metodları; And ve Türe, Yaparak, yaşayarak öğrenme, Oba sistemi, Açıkhava etkinlikleri, Aşama sisteminden oluşur. İzci Andı Eski adı izci sözüdür. Her izci bunu ezberlemek ve uymak zorundadır. Her ülkenin kendine göre ve esas olarak aynı temel noktaları kapsayan bir izci andı vardır. İzci andı okunurken büyük selam verilir. “Tanrıya ve vatanıma karşı görevlerimi yerine getireceğime, izcilik türesine uyacağıma, başkalarına her zaman yardımda bulunacağıma, kendimi bedence sağlam, fikirce uyanık ve ahlakça dürüst tutmak için elimden geleni yapacağıma şerefim üzerime and içerim.

İzcinin Özellikleri Nelerdir?(İzci Türesi)

1)İzci sözünün eridir, şeref ve haysiyetini herşeyin üstünde tutar.
2)İzci yurduna, milletine, Atatürk ilkelerine, ailesine ve izci liderlerine sadıktır. 3)İzci başkalarına yardımcı ve yararlıdır.
4)İzci herkesin arkadaşı ve tüm dünya izcilerinin kardeşidir.
5)İzci naziktir.
6)İzci doğayı sever ve korur.
7)İzci büyüklerini sayar, küçüklerini sever ve korur.
8)İzci cesurdur, her türlü şartlar altında güleryüzlü ve neşelidir.
9)İzci tedbirli ve tutumludur.
10)İzci fikir, söz ve davranışlarında açık ve dürüsttür.


<<<İzci Parolaları>>>

Küçük İzci : “Çok Çalışır.”
İzci : “Daima Hazırdır."
Ergin İzci : “Topluma Hizmet Eder.”


İzci Selamı Nedir?Nasıl Verilir?

İzci Selamları Sağ el başparmağının serçe parmak üzerine konması ve diğer üç parmağın bitişik ve dik tutularak omuz hizasına getirilmesiyle verilir.
Üç türlü izci selamı vardır. Bunlar:

Küçük selam : Dirseğin ve omuzun 45° lik açı yapmasıyla verilen selama “küçük selam” denir.

Büyük selam: Dirseğin ve omuzun 90° lik açı yapmasıyla verilen selama “büyük selam” denir. Bayrak ve yemin törenlerinde bu selam kullanılır.

Kep selamı: Başta kep varken verilen selama denir. İşaret parmağının bere veya kepe değdirilmesiyle verilir.


Birkaç ufak Bilgi:

*İzciler sol elleriyle tokalaşırlar. Bunun nedeni ise sol elin kalbe daha yakın
olması ve sağ elle aynı zamanda selam verilebilmesidir.
*İzci Arması İzci arması M.Ö. 2000 yıllarında şövalyelerde görüldü. O zamanlarda bu arma dürüstlük, cesaret ve haysiyeti temsil ederdi. Orta çağda üst ucu kuzeyi göstermek suretiyle gemilerin pusulalarında kullanılmaya başlandı. Daha sonraları bu arma tüm dünya ülkelerince izci arması olarak kabul edilmiştir.
*Her ülke izci armasının kendine göre özellikleri vardır.Temel olarak aynı olmakla birlikte bu armalar Farklılık Gösterebilirler!
  

23 Mayıs 2018 Çarşamba

Halter

HALTER
Çok eski çağlardan bu yana yapıldığı bilinen haltersporunun örneklerini tarihsel freskler ve vazolar üzerinde görmek mümkündür. Eski Olimpiyat Oyunları’nın ünlü güreşçisi Kretonlu Milo dünyanın ilk halter cisi olarak kabul edilir.1896 yılından bu yana olimpiyat sporları arasında yer alan halter , günümüzde dokuz sıklette yapılmaktadır; 52 kg’a kadar olanlar “sinek sıklet”, 52 – 56 kg arası “horoz sıklet”, 56 – 60 kg arası “tüy sıklet”, 60 – 67.5 kg arası “hafif sıklet”, 67.5 – 75 kg arası orta sıklet”, 75 – 82.5 kg arası “yarı orta sıklet”, 82.5 – 90 kg arası “yarı ağır sıklet” ve 90 kg ve daha üstü ağırlıklar ise “ağır sıklet” olarak adlandırılır. Halter 1.31 m uzunluğunda, 26 mm kalınlığında “bar” adı verilen metal çubuğun iki ucuna asılı belirli kilodaki ağırlığın, iki kolla başın üzerine kaldırılması temeline dayanır. Büyük halteryarışmaları günümüzde iki bölümde düzenlenmektedir; koparma ve silkme. Koparmada yarışmacı barı iki eliyle kavramak ve makaslama ya da çömelme hareketiyle bir hamlede kaldırıp, hareketi tamamladığında kolları gergin bir durumda halter i başının üzerinde baş hakem bırak işareti verinceye değin tutmak zorundadır.
Silkmede ise yarışmacının barı kesintisiz bir hareketle (makaslama ya da çömelmeyle) yerden omuzları düzeyine kaldırması, ayakları aynı çizgiye geldikten sonra doğrularak barı başının üstünde kolları dik ve gergin durumda tutması ve bırak işaretini beklemesi gerekir. Yarışmacıların her bir hareket için (koparma ve silkme) üç deneme hakları vardır. Kurallara göre sporcunun yarışma düzlemine çıkışından sonra iki Dakika içinde tüm hazırlığını tamamlayarak denemesini gerçekleştirmesi gerekmektedir, bir denemenin geçerliliği üç hakemin karar çoğunluğuna göre belirlenir. Baş hakem bırak işareti vermekle yükümlüdür, bu işaret yarışmacının barı, başının üzerinde kollarını dik olarak tuttuğu ve vücudunu kımıldatmadan durduğu anda verilir. Halter sporunda birinci koparma ve silkmede kaldırılan toplam ağırlığa göre belirlenir.
Kuralları:
Koparmada yarışmacı halteri tek hareketle başının üzerine kaldırır. Silmede ise iki aşama vardır. Halter ilkin göğse kadar sonra da baş üstüne kaldırılır. Bu iki stilde ek bir güç sağlamak için bacaklar kullanılabilir. Preste ise halter göğse kadar yükseltilip, sonra da baş üzerine kaldırılırken bacakların hiçbir yardımı olmaz.
Halterciler vücut ağırlığına göre belirlenen gruplarla yarışırlar; üç stilden en yüksek toplam ağırlığı kaldıran sporcu birinci olur. Hazırlık çalışmaları sırasında küçük el halterleri kullanılır. Ağırlık kaldırma kasların gelişmesine yardım eder. Bu spor deneyimli bir çalıştırıcının gözetimi altında yapılmalıdır.
Tarihçesi:
4. Murat’ın sabahları gürz kaldırma çalışmaları yapması örneğinin gösterdiği gibi Osmanlılar döneminde de bilinen ağırlık kaldırma sporu Türkiye’ye bugünkü biçimiyle 1890’larda girdi. Önceleri aletli jimnastiğin bir kolu sayılan bu spor kısa sürede benimsendi. Türkiye’nin katıldığı ilk Uluslararası yarışma 1924’te Paris’te yapılan Olimpiyatlardı. 19592da Akdeniz Oyunlarında kazanılan altın madalya ilk önemli derecedir. Daha sonra Akdeniz Oyunları ve Balkan Halter Şampiyonalarında da önemli dereceler elde edildi.
1986’da Türkiye’ye sığınan Naim Süleymanoğlu’nun 1987’de Antalya’da kırdığı ama tescil edilemeyen derecesi, Türkiye adına kırılan ilk Dünya rekorudur. Süleymanoğlu bu başarısını 1988 Seul Olimpiyatlarında da sürdürdü ve ard arda alt altı dünya rekoru kırarak bu dalda 3 altın madalya kazandı.
Uluslararası karşılaşmalar 1920’de kurulan Ulusal Halter Federasyonu tarafından düzenlenir. Türkiye Halter Federasyonu 1956’da kurulmuştur.
TÜRKİYE’DE HALTER SPORU
Naim Süleymanoğlu Öncesi Türk Halteri : Çağdaş anlamdaki haltersporunun yurdumuza girişi 1890’lara rastlamaktadır, ancak bu tarihten çok daha önceleri, “ağırlık kaldırma” denemelerinin yapıldığı, çeşitli dönemlerde, özellikle orduda ağır kalkan ve gürzlerle idmanın zorunlu olduğu bilinmektedir. Bu spora Osmanlı padişahları da özel bir ilgi göstermişlerdir. Örneğin IV. Murat’ın mermerden yapılma 102 kg ağırlığında bir gülleyi her sabah halkasından tutarak haremden has odaya ya da Bağdat Köşkü’ne değin götürdüğü, akşam hareme dönerken de aynı şekilde getirdiği bilinir. Bağdat Seferi sırasında da, askerin gözü önünde bununla idman yaptığı söylenir. Türkiye’ye çağdaş halter sporu, Galatasaray Lisesi’nin Fransız öğretmenlerince sokulmuştur. Önceleri aletli jimnastiğin bir parçası olarak yapılan halteri ilk olarak, aynı okulun önce öğrencisi daha sonrada beden eğitimi öğretmeni olan Faik Üstünidman benimsemiştir. Faik Bey’in 1896 Atlanta Olimpiyatları’nda 112.5 kg kaldırarak şampiyon olan yunan Yataganos’u izledikten sonra 115 kg’lık ağırlıkla günlük çalışmalar yaptığı bilinir.
Faik Bey’in ardından öteki Jimnastikçiler (özellikle 1903’te kurulan Beşiktaş Osmanlı Jimnastik kulübü jimnastikçileri), Osman Paşazade Hüseyin Bereket, Ahmet Fetgeri (Aşeni), Mehmet Ali Fetgeri ve Mazhar Kazancıağırlık çalışmalarını programlarına alarak halter büyük önem verdiler. Hakkı Köprülü, Gümrüklü Selahattin, şair ve filozof Rıza Tevfik Bölükbaşı, İhsaniyeli Rıfat, Tuğbay Şevket Kırgül, Bahriyeli Asaf, Kaptan Nezir, Canbaz Rıza, Güreşçi Danyal, Ali Rana Tarhan ve Kenan Öner ise halter i benimseyen öteki öncü sporcular oldular. Jimnastikçilerden sonra güreşçiler de halter e ilgi gösterdiler;
Beşiktaşlı Kemal, Mızıkacı Danyal ve Sadi gibi güreşçiler halterde büyük başarılar sağladılar.Uluslararası arası alanda katıldığımız ilk şampiyona 1924 Paris Olimpiyat Oyunları oldu. Bu şampiyonaya, Gülleci Cemal Erçman ve Neyzen Şevki Sezgin’den oluşan takımla gidildi. Gülleci Cemal tüy sıklette toplam 345 kg ile 39 halter ci arasında 12. oldu, yine Gülleci Cemal 1928 Amsterdam Olimpiyat Oyunları’nda 25 halter ci arasında toplam 262.5 kg kaldırarak sekizinci oldu, bu başarılar aynı zamanda uluslararası alanda haltersporundaki ilk başarılarımızdır.
1930’lu yıllarda büyük bir duraklamaya giren halter imiz ancak 1945’e doğru bir kıpırdanma gösterdi. Bu dönemde Esat Kazancı başta olmak üzere Haşim Ekener, İlhan Enülkümen, Mesut Sordum, Boğos Kambur adlarını duyuran sporcularımız oldu. Bu adlar sayesinde o güne değin güreş federasyonuna bağlı bir dal olan halter sporu bağımsız bir federasyon oldu, 1956 yılında Türkiye Halter Federasyonu kuruldu (Federasyon bugüne kadar 11 Başkangörmüştür). Bu hamle ile halter de kulüpleşmeye gidilerek yaygınlaştırılması için çabalar harcandı. Bu dönemde Anadolu, İstanbul Güreş, Bostancı ve Şişli kulüpleri haltere kucak açan ilk Türk kulüpleri oldu.
II. Dünya Savaşı nedeni ile 1940 – 1955 yılları arasında yurt içinde sürdürülen Türk halteri yaklaşık olarak 29 yıllık bir aradan sonra uluslararası organizasyonlarda 1957 Tahran’da yapılan Dünya HalterŞampiyonası’na katılarak bir kez daha yer aldı. İstenilen başarıyı yakalayamayan takımımız Kayhan Bora, Nuri Akın, Reşit Örer, Metin Gürman Ferdi Türkdamar ve Serkis Güllap’tan oluşuyordu. Buradan kazanılan deneyim ile düzenli bir şekilde çalışmaya başlayan haltercilerimiz kısa zamanda gelişim gösterdiler. 1959 yılında Beyrut’ta düzenlenen AkdenizOyunları’nda 75 kiloda Metin Gürman birinci olarak uluslararası alanda Altın madalya kazanan ilk Türk halter cisi oldu. 1961 yılında Viyana’da yapılan Avrupa HalterŞampiyonası’nda Sadık Pekünlü’nün Avrupa 6.sı olması Türkhalterinin dünyaya duyurulmasının sağladı. Türk halterindeki bu başarıları 1964 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda yine Sadık Pekünlü’nün toplamda 445 kg kaldırarak 11. olması izledi.
1967 yılında Tunus’ta yapılan Akdeniz Oyunları’nda ise 82.5 kiloda Güner Çevik bronz madalya kazandı. Daha sonra sırası ile 1969 yılında Bükreş’te düzenlenen Balkan Halter Şampiyonası’nda 60 kiloda Salih Suvar ile 67.5 kiloda Sedat Misket ikinci olarak Gümüş madalya ve 90 kiloda Sadık Pekünlü üçüncü olarak bronz madalya; 1970 yılında İstanbul’da düzenlenen Balkan Halter Şampiyonası’nda 82.5 kiloda Mehmet Suvar birinci olarak altın, 90 kiloda Sadık Pekünlü ikinci olarak gümüş madalya; 52 kiloda Ahmet Gülal, 67.5 kiloda Mehmet Gül ve Kayhan Suntur, 110 kiloda Ali Hoşfikir ve ağır sıklette Ali Tan üçüncü olarak bronz madalya kazandılar. 1975 yılında Cezayir’de yapılan Akdeniz Oyunları’nda 82.5 kiloda Mehmet Suvar’ın birinci olarak altın, 56 kiloda Bilal Özdoğan’ın üçüncülük kürsüsüne çıkarak bronz madalya kazanmaları Türk halter inin uluslararası düzeydeki başarılarına bir yenisini daha ekledi. 1976 Balkan Halter Şampiyonası’nda Mustafa Ertan birinci olarak altın madalya kazanması ve 1977 Balkan Halter Şampiyonası’nda Mehmet Gül birinci olarak altın madalya almasından sonra halterimiz 1982 yılına değin bir duraklama devresi geçirdi. 1982 Balkan Halter Şampiyonası’nda Hasan Has ve 1983 Akdeniz Oyunları’nda Levent Erdoğan birinci olarak üç altın, beş gümüş ve yedi bronz madalya kazandırarak yeniden halterimizi başarılı günlerine döndürdüler. Türk halter i 80’li yıllar öncesi Avrupa da ilk 10’da, Dünya da ise ilk 20 arasında yerini aldı. 1986 yılında Naim Süleymanoğlu’nun Türkiye’ye ilticası halter imizde bir dönüm noktasını oluşturdu.
Naim Süleymanoğlu : 1967 yılında Bulgaristan’ın Mestanlı Köyünde dünyaya gelen Naim Süleymanoğlu halter e on yaşında başladı. Kısa sürede Bulgaristan milli takımına seçildi. 1983’te ABD’de düzenlenen gençler şampiyonasında silkmede 160 kg ile büyükler dünya rekorunu kırdı. 1985 yılında Varna’daki turnuvada rekorlarını koparmada 131.5 kg, silkmede 170 kg ve toplamda 301.5 kiloya taşıdı. 1986 yılında 56 kg’den 60’a çıktı. Aynı yıltoplamdaki rekorunu 335 kilo’ya yükseltti. 1986 yılının Aralık ayında Merlbourne’de yapılmakta olan Dünya Şampiyonası sırasında Türkiye’ye iltica etti. Naim Süleymanoğlu daha 80’li yılların başında Todor Jivkov Bulgaristanı’nda daha fazla baskıya dayanamayınca Avrupa Şampiyonası için gittiği Stockholm’de bazı girişimlerde bulunmuş ancak başarısız olmuştu.
8 Aralık 1986 Avusturya’nın Merlbourne kentinde Dünya Kupası karşılaşmaları için gittiği sırada Merlbourne Türk Büyükelçiliğine sığınarak kırk saatlik Merlbourne-Londra arası uçak yolculuğunun ardından dönemin başbakanın Turgut Özal’ın özel uçağıyla Londra’dan Türkiye’ye geldi. Bu ilticası sonucunda Dünya Halter Federasyonu Naim’i yarışmalardan men etti, ancak bu sorunda Turgut Özal’ın Bulgaristan’dan Naim için bir milyon dolar karşılığında izin alması ile aşıldı.
Naim, Türkiye’ye kaçışı, madalyaları ve rekorları ile tarihe geçmiştir. Kendi ağırlığının üç katını kaldıran Naim Süleymanoğlu üç olimpiyatta kazandığı madalyalar ile Türkiye’nin ilk olimpiyat rekortmeni sporcusu olmasının yanı sıra yüz yıllık Olimpiyat Oyunları tarihinde üç olimpiyatta üç altın madalya kazanan ilk ve tek sporcu olma unvanını da taşımaktadır. Tüm zamanların en iyi haltercisi kabul edilen Naim Süleymanoğlu, başarıları ile Time dergisine kapak olmuş yaptığı kaldırışlarla “cep herkülü” lakabını haklı olarak kazanmıştır.
Naim Süleymanoğlu Sonrası Türk Halteri : Naim Süleymanoğlu’nun ilticası ile Türk halter sporu yeri zor doldurulur bir rekortmen sporcu kazanmış oldu. 1987 yılında Suriye’de yapılan Akdeniz Oyunları’nda Levent Erdoğan üç dalda aldığı birincilikler üç altın madalya kazandı.
Aynı yıl Antalya’da yapılan Uluslararası Cumhuriyet Kupası’nda Naim Süleymanoğlu Türkiye’deki başarılı serüvenine başlayarak 60 kiloda koparmada 150 kg, silkmede 158.5 kg ve toplamda 338.5 kilo ile dünyanın en iyi üç derecesini yaptı ancak organizasyon eksikliğinden ötürü dereceler dünya rekoru olarak tescil edilmedi. 60 kiloda Naim Süleymanoğlu 1988 yılında İngiltere’de düzenlenen Büyükler Dünya Şampiyonası’nda üç dalda (koparma, silkme ve toplamda)dünya rekoru kırarak altın madalya kazandı. Aynı yıl Seul Olimpiyat Oyunları’nda 60 kiloda koparmada (150.5 ve 152.5 kg), silkmede (188.5 ve 190 kg) ve toplamda (341 ve 342.5 kg) ile üst üste altı kez olimpiyat ve dünya rekoru kırarak inanılmaz bir başarıya imza attı (1992 yılında Uluslararası Halter Federasyonu’nun 60 kiloyu yarışmalardan kaldırmasıyla Naim’in rekorları bir daha kırılmamak üzere halter tarihine geçmiştir). 1989 yılında Yunanistan’da düzenlenen Büyükler Avrupa ve Dünya Şampiyonası’nda üç altın madalya (koparmada 145 kg, silkmede 172.5 kg ve toplamda 317.5 kg) daha kazanan Naim Süleymanoğlu 1990 yılında sakatlığı nedeni ile halteri bıraktığını açıkladıysa da 1991 yılında Almanya’da yapılan Dünya Halter Şampiyonası’na katılarak da üç dalda altın madalya kazandı. 1992 Barcelona Olimpiyatları’nda da koparmada 132.5 kg, silkmede 165 kg ve toplamda 297.5 kg ile birincilik alarak altın madalyasını on dörde yükseltti. Burada Naim Süleymanoğlu ile ivmelenen halterimiz Gençler Dünya Şampiyonaları’nda 52 kiloda Halil Mutlu ile bir bronz, 67.5 kiloda Fedail Güler ile bir altın (Almanya 1991); 52 kiloda Halil Mutlu bir altın, bir gümüş ve 60 kiloda Mücahit Yağcı ile bir gümüş, iki bronz (Bulgaristan 1992) madalya kazandı.
Gençler Avrupa Şampiyonası’nda (İngiltere 1992); 52 kiloda Halil Mutlu üç altın, 56 kiloda Ertan Akar bir bronz, 60 kiloda Mücahit Yağcı üç altın, 67.5 kiloda Fedail Güler üç altın ve 82.5 kiloda Dursun Sevinç bir bronz madalya kazandı. Büyükler Dünya Şampiyonası’nda (Macaristan 1990) ; 56 kiloda Hafız Süleymanoğlu bir altın ve + 110 kiloda Erdinç Arslan bir bronz madalya kazandı. Büyükler Avrupa Şampiyonaları’nda Ergun Batmaz iki bronz madalya (Danimarka 1990) ; 52 kiloda Halil Mutlu üç bronz, 56 kiloda Hafız Süleymanoğlu bir altın, iki gümüş, 67.5 kiloda Ergun Batmaz bir bronz, 90 kiloda Ali Eroğlu üç bronz madalya kazanarak Türkiye’nin halter deki çıkışını sürdürmüşlerdir. Naim Süleymanoğlu 1996 Atlanta Olimpiyat Oyunları’nda da altın madalya alarak üçüncü kez olimpiyat şampiyonu olma başarısını gösterdi. Türk halteri Naim’in ilticasından günümüze halter müsabakalarından hiç eli boş dönmemiştir. Naim Süleymanoğlu’nun Türkiye ilticası ve hemen arkasında gelen başarıları Türk halterinin diğer soydaş sporcularımızla ilgilenmeye itti. Dünya halterinin önemli merkezlerinden olan Kırcaali ve Asenovgrad bölgelerinden dalga dalga gelen göç dalgası ile Türk halter i büyük başarılara imza attı.
Naim Süleymanoğlu ile birlikte vitrini değişen halter imizde eski SSCB’den iltica eden Hafız Süleymanoğlu, Halil Mutlu, Erdinç Aslan, Fedail Güler, Sunay Bulut, Dursun Sevinç, Ergun Batmaz, Ali Eroğlu, Mehmet Yılmaz, Mücahit Yağcı, Yasin Aslan, bayan sporculardan; Aysel Özgür Şule Şahbaz, Derya Açıkgöz, Nurcihan Gönül, Fatma Kabadayı ve Esma Can günümüzün en başarılı isimlerdir.
Naim Süleymanoğlu’nun aktif sporu bırakması : Naim Süleymanoğlu’nun Atlanta Olimpiyatları’ndan sonraki yaşantısı ve 3.5 yıl gibi uzun bir süre podyumlardan uzak kalması Sofya’da yapılan Avrupa Şampiyonası’nda üçüncülükle yetinmesine neden oldu.
Naim Süleymanoğlu Sidney 2000 Olimpiyatları’nda bir patlama yaparak dördüncü olimpiyat şampiyonluğuna ulaşmak istedi ancak her üç hakkında da sıfır çekerek başarısız olduktan sonra haltersporundaki hedeflerine bir nokta koyarak aktif spor yaşamını bıraktı. Bu başarısızlığının nedeni olarak Sidney Olimpiyatları için hazırlanan raporda Naim Süleymanoğlu’nun müsabakalara dört yıl ara vermesi nedeniyle oldukça heyecanlı göründüğü ve muhtemelen bu heyecanından ötürü başarısız olduğu ibaresi not düşülmüştür. Naim Süleymanoğlu aktif spor yaşamından çekildikten sonra Uluslararası Halter Federasyonu (IWF) Yönetim Kurulu üyeliğine aday oldu. Naim’in asıl niyetinin asbaşkanlık olduğu eğer bu gerçekleşmezse de yönetim kurulu üyeliğine seçilmeyi arzuladığı bilinmektedir.
Halil MUTLU 14 Temmuz 1973 yılında Bulgaristan Kırcaali’de doğdu. Haltere antrenörü İbrahim Elmalı’nın desteği ile 10 yaşında başladı. Ülkesinde gördüğü baskılardan dolayı spora iki yıl ara vermek zorunda kaldı. Ardından 1989 yılının Aralık ayında Türkiye’ye iltica etti. Mutlu, ilk şampiyonluğunu 19 yaşında İngiltere’de düzenlenen Gençler Avrupa Şampiyonası’nda koparma, silkme ve toplamda altın madalya kazanarak yaşadı.
Mutlu bugüne kadar bir kez gençler, 7 kez de büyüklerde Avrupa şampiyonu, bir kez gençler ve 3 kez de büyüklerde dünya şampiyonu olurken, 2004 Atina Olimpiyatlarında Nurcan Taylan, Taner Sağır’la birlikte altın madalya kazanarak 3.kez Olimpiyat şampiyonluğuna imza attı. Ülkemizde bu başarıya ulaşan 2. dünya halterinde ise 4. sporcu olan Halil MUTLU’ya üst üste kırdığı rekorlar nedeniyle ‘Küçük Dev Adam’ lakabı takıldı. Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu öğrencisi olan Halil Mutlu Dünyada 4. kez üst üste olimpiyat şampiyonluğunu kazanacak tek aday olarak görülmektedir.
Geçtiğimiz yıllarda Sadık Pekünlü, Kemal Başkır, Harun Akkaya, Hafız Süleymanoğlu, Erdinç Aslan, Fedail Güler, Sunay Bulut, Dursun Sevinç, Ergun Batmaz, Ali Eroğlu, Mehmet Yılmaz, Mücahit Yağcı, Yasin Aslan bayan sporculardan; Aysel Özgür Şule Şahbaz, Derya Açıkgöz, Nurcihan Gönül, Fatma Kabadayı ve Esma Can en başarılı isimlerdir.
Günümüzde Nurcan Taylan, Emine Bilgin, Seda İnce, Sibel Özkan, Aylin Daşdelen, Sibel Şimşek, Bünyamin Sudaş, Sedat Artuç, Ferit Şen, Erol Bilgin, Ekrem Celil, Reyhan Arabacıoğlu, Taner Sağır, İzzet İnce, Hakan Yılmaz, Talat Bayam uluslararası alanda başarılı bazı sporcularımızdandır.
Dileğimiz Halter alanında Türkiye’deki ilklerin mimarı olan büyük halter cimizin kendisine layık bu görevlere gelebilmesidir.

GOLF

GOLF
Golf Nedir
Çimenlerle kaplı, açık, geniş bir alanda, ufak bir topu özel sopalarla ilerleterek belli bir deliğe sokma amaçlı oynanan oyuna Golf denir.GOLF
Golf, belirli standartlara sahip topların, birbirinden farklı özellikleri bulunan sopalar yardımıyla, oyun alanı içerisindeki deliğe, en az sayıda vuruş yapılarak sokulması amacını güden bir spordur. Tipik bir golf sahası, 9 ya da 18 deliğe sahiptir ve bunların her biri birbirinden farklı yapı ve görünüşe sahiptir.
Topa sopalar yardımıyla vurmak suretiyle yapılan diğer bir çok spor dalından 3 belirgin özelliğiyle ayrılır;
  1. Golf, çok geniş bir alana yayılan, farklı büyüklükteki sahalarda oynanır. Ve bu sahaların hiç biri diğeriyle aynı ölçü ve boyutta değildir.
  2. Golfun amacı, topların özel sopalar yardımıyla en az vuruşla, hedef olan deliklere sokulmasıdır.
  3. Golf deki rakibiniz, hiç bir şekilde sizin oyununuza müdahale edemez. Yani, oyunu en iyi şekilde tamamlamak tümüyle size bağlıdır.
Golf Ansiklopedik Tanım 
Golf, küçük bir topun özel sopalarla, belli deliklere sokulduğu bir açık Hava sporudur. Uzunluğu 100 metre ile 600 metre arasında değişebilen bir golf alanında 9 ya da 18 delik bulunur. Oyunu, en az vuruş yaparak bitiren kişi kazanır…
Golfun Tarihi Tarihçesi
Uzmanlar, Kuzey Hollandalı denizciler tarafından oynanan ” Colf ” isimli oyundan bahseden 1297 tarihli belgeyi “golfun ilk yazılı kaynağı” kabul ederken, bir çok otorite 1457 yılında Kral II. James tarafından onaylanan ” yasak bildirisi”ni ilk yazılı belge olarak görmektedir. Dikkatle incelendiği takdirde; farklı farklı kaynakların, golfun ortaya çıkış yeri olarak 1400’lü yılların İskoçya’sına işaret ettiği görülmektedir.
Golfun, günümüzdekini çağrıştıran haliyle ortaya çıkışı, bizi 15. yüzyılın henüz başlarındaki İskoçya’ya götürüyor. Halk arasında yuvarlak taşların, kalın sopalar yardımıyla deliklere sokulmasıyla oynanan bir oyun, kısa sürede birçok kişinin beğenisini kazanır. Bu oyun, “chole” ismiyle anılmaktadır.
Takvimler 1552’yi gösterirken, golfün daha büyük kitlelerin oyunu olma yolunda büyük bir adım atılır. İskoçya’nın St. Andrews şehrinin başpiskoposu, yayımladığı bildiriyle yerel halkın da golf sahalarını kullanabileceğini duyurur ve aynı sene içerisinde tarihin “ilk golf turnuvası” bu şehirde gerçekleştirilir.
1600’lü yılların ortalarına kadar sadece Avrupa’da oynanan ve burada gelişimini sürdüren golf, 1659 yılında Amerika’ya da sıçrar ve New York’a bağlı Albeny kentinde oynanmaya başlanır.
1744 yılında Edinburgh’lu golfçüler, tarihteki “ilk golf kulübü”nü “The Honourable Company” ismiyle kurarlar.
Golfün Kağıt üzerinde yazılı ilk kuralları, St. Andrews Golfers (Daha sonra Royal & Ancient Golf Kulübü ismini alacaktır) tarafından 1754 yılında yayımlanır.
Uzun yıllar 22 delikle oynanan golf, St Andrews’ta bulunan sahanın 4 deliğinin eksiltilmesiyle bugünkü haliyle, yani 18 delikle oynanmaya başlanır.
Avrupa’da günden güne yayılan ve adeta bir hastalık halini alan golf merakı, bir süre sonra Amerika’da da kendini gösterir ve ülkenin ilk golf kulübü, Güney Carolina Golf Kulübü kurulur.
Takvimler 1848’i gösterirken, tüyden yapılanlara gore daha az maliyetli “guttie” toplar ortaya çıkar. “Guttie”ler, diğerlerine gore daha uzun vuruşlara da imkan tanımaktadır.
Bayanlar için “ilk golf kulübü” olma özelliğini taşıyan “The Ladies Golf Club” 1867 yılında St. Andrews’ta kurulurken, 1875 yılında Oxford ve Cambridge Üniversitesi golf kulüpleri de faaliyete geçirir.
Bundan tam yirmi yıl sonra Amerika Açık Golf Turnuvası ilk kez düzenlenir. Bu turnuvayı kazanan ilk Avrupalı 1900 yılında “Yeni Dünya”da farklı bir amaç için bulunan İngiliz Harry Vardon olur.
Aynı yıl içerisinde golf tarihinin en önemli aşamalarından birini kaydeder ve ilk kez 1900 Paris Olimpiyatları’yla birlikte olimpik bir kimliğe kavuşur.
Dünya Savaşı’nın çıkması, tüm diğer spor dallarını olduğu gibi golfü de etkiler. Avrupa başta olmak üzere bütün dünyadaki spor faaliyetlerine Birinci Dünya Savaşı’nın kara gölgesinin düşmesinin ardından, golf de bundan payını alır ve İngiltere Açık 1915 yılında oynanmaz.
Bugün, Royal Ancient Golf Kulübü ile birlikte, dünya golfünün çizgisini belirleyen Profesyonel Golf Birliği (PGA), 82 asil üyenin katılımıyla 1916 yılında kurulur.
1940’lara gelinirken, golf sektörü I. Dünya Savaşının etkilerini unutmuştur bile… Ne var ki, II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi herşeyi altüst eder. Kauçuğun pahalanması ve askeri kaynaklara yapılan harcamalar, golf toplarının fiyatlarını inanılmaz rakamlara ulaştırır ve Amerikan Hükümeti, 1942 yılında golf malzemelerinin üretimini lüks ve gereksiz olduğu gerekçesiyle savaş bitene kadar yasaklar.
1947 yılında “Bebek” lakaplı Mildres Zaharias, İngiltere Açık Golf Turnuvası’nı kazanan ilk Amerikalı bayan olma başarısını gösterir, aynı yıl içerisinde Amerika Açık Golf Turnuvası, yerel Saint Louis Televizyonu tarafından yayınlanır. Golf World Dergisi’nin de yayım hayatına geçmesiyle birlikte golf, medyadaki yerini sağlamlaştırarak, daha büyük kitlelere ulaşma yolunda büyük bir aşama kaydeder.
20 yüzyılın ortalarına gelindiğinde golf artık başlı başına bir sektördür ve otoriteler de bunun farkındadır. Bu yüzden PGA ve Royal Ancient Golf Kulübü bir araya gelerek, golfü daha komplike ve ilgi çeken bir spora çevirmek için çalışmalara başlarlar. 1951 yılında, oyununun baştan sona gözden geçirilmiş ve yeniden düzenlenmiş kuralları dünyaya duyurulur.
Yeni kurallar hedefine kısa sürede ulaşır ve golfün “tek gözlü” efsanevi oyuncusu Tommy Armour’un yazdığı “How to Play Your Best Golf All the Time” basılır basılmaz “en çok satan kitaplar” listesine girer. Bir başka duayen Ben Hogan ise, Masa başından çok sahalarda şöhretini pekiştirmektedir. Hogan, 1953’teki “Grand Slam”lerin ilk üçünü, Masters, Amerika Açık ve İngiltere Açık’ı kazanır, ama PGA Şampiyonası’nda bu başarısını sürdüremez.
Amerika’da ırkçılığın geride kalmasının ardından siyah ırkın temsilcileri, bir çok spor dalında olduğu gibi yeşil sahalarda da kendini göstermeye başlar. Charlie Sifford, 1961’de PGA’nın düzenlediği Greensboro Açık Turnuvası’na katılarak yüz yıllardır süregelen bir zinciri kırar.
Sektörün Gün geçtikçe büyümesi, profesyonel golfçülerin kazandığı miktarları da ciddi boyuta ulaştırır. 1963 yılında bir çok turnuvadan zaferle ayrılmayı başaran Arnold Palmer, golften 1 sene içerinde 100 bin doların üstünde kazanan ilk oyuncu olur.
1968 yılına gelindiğinde golfün zirvesinde yer alan oyuncu değişmemiştir. Palmer, servetine servet katmayı sürdürdüğü seneler içerisinde, bir rekora daha imza atar ve 1 sene içerisinde yarışmalardan 1 milyon marktan fazla para kazanır.
Charlie Sifford’un ardından bir başka zenci oyuncu 1975 yılında bir ilke daha imza atar ve Masters Turnuvası’na katılır.
Aynı yıl içerisinde PGA, golf müsabakaları esnasında yıldırım ve buna benzer olaylardan kaynaklanan ölümcül kazaların önüne geçmek için bazı önlemler alır. Ne var ki, alınan tüm bu önlemler, 1991 yılında Hazeltine National Turnuvası’nda meydana gelen ve 4 golfçünün hayatına mal olan yıldırım düşmesine engel olamayacaktır.
Tarihler 1980’i gösterdiğinde PGA Senior Turnuvası 4 resmi müsabaka ile start alır. Böylelikle, gof dünyası eski ustalarının ezeli rakipleriyle karşılaşabildiği yeni bir turnuvaya daha sahiptir.
Kare oluklu golf sopalarının kullanımı, ekstra avantaj sağladığı gerekçesiyle, Amerika Golf Birliği (USGA) ve PGA tarafından yasaklanınca, üretici firmalardan Karsten, iki yıl sürecek hukuki bir mücadeleye başlar ve bu kararı golfün gelişimini engelleyici olduğu gerekçesiyle yasal olarak iptal ettirir.
1990 yılında PGA’den sonra R&A’nın da 1.68 inch çapındaki topların kullanımını şart koşmasının ardından, 1910’dan beri bir türlü dünya çapında aynı standardları yakalayamayan golf sporu, her yerde aynı kurallarla oynanmaya başlanır.
Golfta Amaç; Golf Nasıl Oynanır.
Golf oyununda amaç; ” topu ‘ başlama yeri – Tee ground ‘ olarak adlandırılan yerden, ‘ yeşil – green ‘ diye tabir edilen alan içerisindeki deliğe, en az sayıda vuruşla sokmak ” şeklinde özetlenebilir.
Özel olarak hazırlanmış 9 ya da 18 delikli sahalarda oynanan oyunda, iki farklı oynama şekli vardır; Kazanılan veya kaybedilen deliklere göre oynanan “maç oyunu – match play” ve en az vuruşla bitirmeyi amaçlayan “vuruş sayısı oyunu – stroke play” .
Maç oyununda, en az sayıda vuruşla topu hedefe sokan taraf, o deliği kazanmış olur. Tüm oyunların ardından, en çok deliği kazanan oyuncu, maçın da galibidir. Vuruş sayısına göre oynanan oyunda ise, 18 deliği en az vuruş sayısıyla tamamlayan taraf oyunu kazanır.
Golfta Görgü Kuralları – Etiquette
Golfü diğer sporlardan ayıran en önemli özelliklerden biri de, sahada diğer oyunculara karşı saygıyı, oyun önceliğini ve sahanın korunmasını ön planda tutan görgü kurallarıdır. Bunlar, kesin sınırları çizilmiş kurallar olmamakla birlikte, oyunda dikkat edilmesi gereken koşullarıdır.
  • Vuruş ya da swing çalışması yaparken, golf sopanızın başkalarına çarpacak ve zarar verecek pozisyonda olmadığından emin ol.
  • Bir oyuncu vuruşunu yaparken kımıldamayın, konuşmayın ve atışı engelleyecek şekilde ona yakın durmayın.
  • Öndeki grup yoldan çekilinceye kadar topa vurmayın.
  • Her zaman oyunu ara vermeden oynayın. Grubunuzdaki oyuncuların hepsi deliği tamamladıktan sonra ‘green’i bir an once terk edin.
  • Daha hızlı oynayan gruplara yol vererek öne geçmelerini sağlayın.
  • Kaldırdığınız çim kapaklarını yerlerine koyun.
  • Kum engelindeki Ayak izlerini düzleyin.
  • Diğer oyuncunun pata hattına basmayın.
  • ‘Green’de sopalarınızı ve çantalarınızı yere fırlatmayın.
  • Eğer Caddie ile oynuyorsanız, green alanına zarar vermemesine dikkat edin. Golf arabası kullanıyorsanız, belirtilen kurallara mutlak surette uyunuz.
  • Bayrak direğini deliği zedelemeden dikkatlice yerine koyyun. – Swing çalışması yaparken, sahanın çimlerini kaldırmamaya özen gösterin.
Golfta Tanımlar.
Golf kurallarının tanımlar bölümü oyun kurallarının metninde adı geçen kırktan fazla tanımı içermektedir. İyi kavranan tanımlar kuralların doğru olarak yorumlanmasında yardımcı olacaktır. Bunların başlıcaları;
Başlama yeri: Deliğe başlarken ilk vuruşun yapıldığı yer; sınırları iki işaretle belirtilmiştir. Parkur: Başlama yeri, green, oynanan delik ve tüm engeller dışında golf sahasının tamamı.
Engeller: Oyun sahasındaki tüm kum ve Su engelleri Geren: Oyun sahası içerisinde yer alan pata vuruşunun yapıldığı, içerisinde 4’/4 inch deliğin bulunduğu bölge.
Sınırdışı: Golf sahasının dışında yer alan bölge. Bir topun tamamı bu sahanın içerisinde ise top, sınır dışında kabul edilir.
Köksüz cisimler: Toprağa saplı veya gömülü bulunmayan, kökü olmayan, sopaya yapışmayan ve bu şekilde oyunun oynanmasını engel olmayan taş, yaprak ve dal gibi doğal cisimler.
Manialar: Her tür insan yapısı cisimlere verilen addır.
  • Sınır dışını belirleyen cisimler,
  • Sınır dışında bulunan insan yapısı sabit manianın her hangi bir kısm,;
  • Oyun komitesince sahanın ayrılmaz bir parçası olarak bildirilen her hangi bir yapıt, istisna teşkil eder.
Geçici su: Bir oyuncunun vuruş duruşunu almasından önce veya sonra sahada geçici olarak beliren su birikintileri. Kırağı ve don geçici su değildir.
Onarım bölgesi: Sahanın oyun komitesince işaretlenen her hangi bir bölümü. Tanım, işaretlenmemiş olsa bile, kaldırılmak üzere istiflenmiş malzemeyi ve açılmış deliği de kapsar.
Golf Oyun Kuralları
Genel Noktalar
  • Kart üzerindeki yerel kuralları gözden geçirin,
  • Topunuzu işaretleyin; bu şekilde topunuzun aynı marka top kullanan diğer oyuncularınkiyle karışmasının önüne geçersiniz. Bu arada atışınızdan sonra topunuzu teşhis edemezseniz, topunuz kaybolmuş sayılır.
  • Sopalarınızı sayın. Turnuvalarda en fazla 14 sopa kullanabilirsiniz. Oyun süresince ortağınız veya “caddie”niz dışında hiç kimseye danışmamalı, yine ortağınız dışında hiç kimseye öneride bulunmamalısınız.
  • Bir deliği oynamadan önce deneme vuruşu yapamazsınız.
Başlama Vuruşu
  • Topa başlama yeri işaretleri arasından vurunuz, önünden değil.
  • Başlama vuruşunu yaparken işaretlerden iki sopa boyu geriye kadar gidebilirsiniz.
  • Bu sınırlar dışından yapılan vuruşların maç oyununda hiç bir cezası yoktur, ancak rakibiniz, vuruşun tekrarını isteyebilir.
  • Vuruş sayısı- stroke play oyununda ise, oyuncu iki ceza vuruşu alarak vuruşunu doğru yerden ve sırası gelince tekrar eder.
Topun Oynanması
  • Topa durduğu gibi vurunuz.
  • Topun duruşunu, swing alanını veya oyun hattını daha uygun hale getirmek için, sabit cisim veya köklü bitkilere müdahalede bulunmayınız.
  • Her hangi bir şeyi bastırmayınız veya kendinize vuruş yeri hazırlamayınız.
  • Topunuz kum veya su engeli içinde bulunuyorsa, iniş swing’inizden önce kum engelindeki zemine veya su engelindeki yüzey ve suya dokunmayınız.
  • Topa itme veya kepçeleme yapmadan düzgün vurunuz.
  • Yanlış topla oynamanın ( engeller dışında ) cezası, maç oyununda delik kaybı, vuruş sayısı oyununda ise, iki ceza vuruşu ve uygun topla vuruş tekrarı olacaktır.
Green
  • Pata hattındaki top izlerini ve çukur tapalarını onarabilir, ancak ayakkabı çivisi izleri dahil başka yerlere el süremezsiniz.
  • Green alanı içerisinde gerektiği takdirde rakiplerinizin rahat vuruş yapmasını sağlamak için,
  • her zaman tam olarak yerine koymak şartıyla, topun yerini işaretleyebilir, topunuzu kaldırabilir veya temizleyebilirsiniz.
  • Pata yüzeyini elle yoklayarak veya top yuvarlayarak kontrol edemezsiniz.
Duran top oynatıldı
  • Duran topunuz, kurallarca belirtilen durumlar dışında, ortağınız veya “caddie”niz tarafından oynatılır veya vuruş pozisyonunu aldıktan sonra kendiliğinden oynarsa, bir ceza vuruşu alarak, topu eski yerine yerleştirirsiniz.
  • Duran topun başka birisi veya başka bir top tarafından oynatılırsa, cezasız olarak eski yerine getir.
  • Hareket halindeki top yönünden saptırıldı veya durdurulduysa; Vuruş yaptığınız top, siz, ortağınız veya “caddie”niz tarafından yön değiştirecek şekilde saptırılır veya durdurulursa, bu maç oyununda delik kaybına; vuruş sayısı oyununda ise, iki ceza vuruşuna ve topun bulunduğu yerden oynanmasına neden olur.
  • Oynadığınız top, başkaları tarafından yönünden saptırılır veya durdurulursa; Topu durduğu yerden oynarsınız. Ancak;
  • a) Maç oyununda rakip veya “caddie”si topu yönünden saptırır veya durdurursa, vuruşu tekrarlama hakkına sahipsinizdir.
  • b) Vuruş sayısı oyununda green üzerinde oynadığınız top yönünden saptırılır veya durdurulursa, ceza yoktur; vuruş tekrarlanır.
  • Vuruş yaptığınız top, başka bir top tarafından yönünden saptırılır veya durdurulursa; Hiç bir ceza yoktur; top durduğu yerden oynanır.Ancak;
  • Vuruş sayısı oyununda her iki top da green üzerinde ise, iki ceza vuruşu alırsınız.
Topu kaldırma
  • Yerleştirme
  • Tekrar yerine konmak üzere kaldırılan topun ilk olarak yeri işaretlenmelidir. Top drop edilecek veya yeri değiştirilecekse (örn. onarım bölgesi ve benzeri durumlardaki kolaylıklardan yararlanma gibi), önceden orijinal yerini markalamanız önerilir. Top, drop edilmek üzere dik durulur ve omuz hizasından gergin kol ucundan bırakılır.
  • Drop edilen top oyuncuya, ortağına, “caddie”sine veya oyun malzemesine çarparsa, drop tekrarlanır.
Oyunu engelleyen
  • Destekleyen top
  • Topunuzun herhangi bir oyuncunun oyununu desteklediğini düşünüyorsanız, kaldırma hakkına sahipsinizdir.
  • Aynı şekilde oyununuza engel veya diğer bir oyuncuya destek olduğunu düşünüyorsanız, her hangi bir topu kaldırtma hakkına da sahipsiniz
Köksüz cisimler
  • Engel dışında köksüz cisimleri kaldırabilirsiniz. Ancak, topunuzun bir sopa boyu kadar açığındaki köksüz cisimlere dokunur ve bu arada topu oynatırsanız, green dışında bulunması koşulu ile, bir ceza vuruşu alır ve topunuzu eski yerine koyarsınız.
Manialar
  • Sabit olan insan yapısı cisimler için karttaki yerel kural ve bilgileri okumalısınız.
  • Sabit olmayan maniaları sahanın her yerinden kaldırabilirsiniz. ( örnek: teneke kutu, mukavva vb.)
  • Topunuz, sabit olmayan maniaları kaldırmanız esnasında oynarsa, cezasız olarak eski yerine yerleştirirsiniz.
  • Sabit bir mania, vuruş pozisyonunuzu veya swing’ini engelliyorsa, topunuzu kaldırarak, engellemeden etkilenmeyen, bayrağa daha yakın olmayan, en yakın noktayı seçer ve bir pata boyu mesafe içerisinde yer almak kaydıyla cezasız drop edersiniz.
  • Topunuz ve sabit manianın birlikte green üzerinde olmaları halinde oyun hattınız için herhangi bir kolaylık yoktur.
Geçici su – Onarım bölgesi
  • Topunuz geçici su, onarım bölgesi veya hayvanlarca açılmış delik ve çukurlara (örnek: tavşan veya köstebek yuvalarına) düşerse, cezasız olarak kaldırır ve bayrağa daha yakın olmayan en uygun bir yer saptayarak, bunun bir sopa boyu açıklığında drop edersiniz.
Su engeli
  • Kart üzerinden deniz, dere veya göllerin hangisinin su engeli veya yan su engeli olarak bildirildiğini saptarsınız.
Top su engeli içinde
  • Durduğu yerde oynayınız veya bir ceza vuruşu alarak, (a) topunuzun engel içine girdiği nokta ile bayrak hizasında bulunan, parkur üzerinde herhangi bir yerde drop ediniz veya, (b) son olarak topa vurduğunuz yerde drop ederek oynayınız.
  • Top yan su engelinin içindeyse: Yukarıdaki seçeneklere ilaveten,
(a) topun engele girdiği noktanın iki sopa boyu açıklığında veya,
(b) karşı tarafında bayrağa eş açıklıktaki bir yerde drop et.
Top kayboldu – Sınır dışı
  • Kart üzerinden sahanın dış sınırlarını inceleyerek saptamaya çalışınız.
  • Topunuz su engeli dışında bir yerde kaybolmuş veya sınır dışına düşmüş ise, ya da tarafınızdan “oynanamaz” olarak bildirilmişse, son olarak oynadığınız yerden bir ceza vuruşu alarak yeni bir top oynarsınız. ( vuruş ve mesafe cezası ).
  • Topunuzun vuruştan sonra su engeli dışında bir yerde kaybolma veya sınır dışına düşme olasılığı hakkında bir kuşkunuz varsa, ikinci bir topu aynı yerden önceden “geçici top” olarak bildirerek oynayabilirsiniz. Vurduğunuz topu en fazla beş Dakika arama hakkınız vardır. Bu süre zarfında bulamaz veya teşhis edemezseniz, top “kayıp” sayılır. – Orijinal top kayıp veya sınır dışı olmuş ise, bir ceza vuruşu (vuruş ve mesafe cezası) alarak geçici topla devam edersiniz. – Orijinal top sınır dışı olmayıp saha içinde bulunursa, oyuna geçici topu bırakıp eski topunuzla devam etmek zorundasınızdır.
Top oynanamaz
  • Su engeli dışında bir yerde oynanamaz durumda olan topunuzu (bu karar tamamen size bağlıdır) bir ceza vuruşu alarak kaldırır,
(a) bayrağa yakın olmama koşuluyla iki sopa boyu açıklıkta,
(b) topun bulunduğu nokta ile bayrak hizasında istendiği kadar geri bir noktada veya,
(c) bir önceki oynanan yerinde drop ederek vuruşu tekrarlarsınız.
  • Topunuz kum engeli içinde ise, (a), (b) ve (c) seçeneklerini gerçekleştirebilirsiniz. Ancak, (a) ve (b) için tekrar kum engeli içinde drop etmek zorundasınızdır.
Prosedürdeki çelişkili durumlar 
a. Prosedür
  • “Vuruş oyunu – stroke play” esnasında, oyuncu bir deliği oynadığı sırada kendi hakları veya prosedür konusunda şüpheye düştüyse, penaltı olmadan ikinci bir top kullanabilir.
  • Oyuncu emin olamadığı durumlarda, başka atışa geçmeden önce işaretçisine ya da takım arkadaşına, bu kural ve eğer uygunsa bu kuralı kullanarak yararlanacağı top hakkında bilgi vermelidir.
  • Yarışmacı, her iki topla birden puan almadıysa, skor kartına geçmeden önce tüm gerçekleri komiteye bildirmelidir. Bunu yapmadığı belirlenen oyuncular diskalifiye edilmelidir.
b. Delik için skorun belirlenmesi
  • Eğer kurallar, yarışmacı tarafından peşinen kabullenilen prosedürlere müsade ediyorsa, seçilen topla elde edilen skor, oyuncunun delik için elde ettiği skordur.
  • Eğer yarışmacı, bu kuraldan yararlandığını baştan belirtmezse, kurallar çerçevesinde orijinal top veya oyuna giren ilk top (eğer orjinal top oynanan toplardan biri değilse) dikkate alınır.
Kurala uymayı reddetme
  • Eğer bir yarışmacı, sonuç olarak diğer yarışmacının haklarına etki eden açık kurallara itiraz ediyorsa, diskalifiye edilmelidir.
Genel ceza (penaltı)
  • Vuruş oyunlarında, başka türlü şartlar belirtilmediği sürece kural ihlalinden doğan ceza, iki vuruştur.

Bilardo

BİLARDO

Bilardo sporuna başlarken temel olan bir takım hareketler dizilimlerini ve Temel bilgileri öğrenmek gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu doğrultuda gerekli olan hareketleri ve bilgileri genel olarak anlatmaya çalışacağız.
DURUŞ – TUTUŞ – VURUŞ
Bilardonun en önemli unsurlarının başında gelir. Duruş – tutuş ve vuruş hareketleri Masa içinde topların dağılımına ve vuruşun çesitliliğine göre farklılıklar arz etmektedir. Biz şimdilik genelleme yaparak bu hareketleri göstermeye çalışacağız ve gerekli olan şartları aşagıda şıklar halinde sunacağız.
DURUŞ
Genel olarak ayakların vücudun ve kollarin pozisyonu olarak tanımlayabiliriz. Önce ayakların pozisyonu ilebaşlayalım. Sağ elini kullananların sol Ayak ve sağ ayak arası 30 – 40 cm. aralık ve 45 derece veya buna yakın açıda olmalı bununla beraber sol ayağın pozisyona bakar istikamette olmasi gerekir. Bacaklarda kasılma veya gerilme olmayacak şekilde rahat vücudun ağırlığı da iki ayak üzerinde olmalıdır. Sol el kullananlar bu işlemin tam tersini yapmalıdırlar. Sol kol omuzdan ve beli kırmadan masaya uzanmalı kol çok gergin olmayacak şekilde bir şey alıyormuşcasına uzatılmalıdır. Istakanın konumu; vücuda çok yakın olmamakla beraber iki kaşımızın ortasında ve burun ile paralel olmalı. Çenemizden 15 – 20 cm. arası biz uzaklık sagğanmalıdır.
TUTUŞ
Sol ve sağ elin genel olarak kullanımı doğrultusunda bir takım hareketler bütünüdür. Sol el avuç içi masaya yapışacak şekilde masaya yerleştirilir. İşaret parmağı ile başparmak bir kafes şeklinde tutulur. Oluşturulan kafes içinden ıstaka aşırı çıkartılmamalı çok gevşekte bırakılmamalıdır. Oluşturulan kafes vuruş çeşidine göre değişir (sırt – kleps – normal vuruş vb.). Öte yandan sol kolun düzlüğü bozulmamalıdır (dirsekten itibaren kırma vb.)
VURUŞ
Vuruşun en önemli öğesi istakanın gidip gelme hareketidir (Limage). Bunun sonucu olarak ıstakayı tutan sağ kolun dirsekle 90 derece Açı yapması sağ elin ıstakayı ağırlık noktasından kavraması sağ omuzda hareketsizlik Limage’in düzgün olmasındaki temel şartlardır.
Genel Kurallar
1. Müsabakalar artistik hariç tüm branşlarda bant atışıyla başlar. Topu kısa banta yakın bırakan oyuncu oyuna başlama veya rakibini başlatma hakkına sahip olur. Bant atışını kazanan oyuncu top seçme hakkına da sahip olacaktır.
2. Tüm branşlarda aşağıda belirtilen kurallar faul olarak kabul edilip oynama hakkı rakip oyuncuya geçecektir. Faullü vuruş sonrasında sayı olsa bile geçersiz sayılacaktır.
a) Toplardan herhangi biri hareket halindeyken yapılan vuruş geçersizdir.
b) Oyuncunun toplardan herhangi birine elinin kolunun veya kıyafetinin (kazak gömlek kravat v.s.) temas etmesi ya da tebeşir düşürerek toplara temas ettirmesi fauldur. Oynama hakki rakibe geçecektir.
c) Toplardan herhangi biri masa dışına çıkar veya kupesteye temas ederek masa içine düşerse fauldur. Oynama hakkı rakibe geçer. Sayı alınmışsa geçersizdir.Çıkan top ıstaka topu dışında bir topsa orta noktaya yerleştirilir. Eğer ıstaka topu masa dışına çıkmışsa açılış bölgesinin ortasına yerleştirilir. Ender görülebilecek bir durum olan üç topun birden çıkması halindeyse açılış yapılmaz kırmızı top açılıştaki yerine rakip oyuncunun topu orta noktaya ıstaka topu ise açılış bölgesinin ortasına yerleştirilir.
d) Yanlış topla oynandığında sayı geçersizdir. Oynama hakkı rakip oyuncuya geçer.
e) Atış yapılacak topun diğer toplardan birine yapışması halinde yapışan top görülerek oynanamaz. Böyle bir durumda yapışan topun fazla hareket etmemesi koşuluyla pike veya brikol atılabilir.
3. Bant atışı ile birlikte toplara hakemden başkası dokunamaz.
4. Oyun süresince normal mola süresi 3 dakikadır. Bu mola hakkı maçın ortalarında hakem tarafından oyunculara iletilir. Taraflardan sadece birinin isteği ile bu yasal mola hakkının kullanılması zorunludur. Bunun haricinde bir sebeple mola isteği hakemin insiyatifine bağlıdır. Hakem oyunu fazla geciktirmeden bitirmek zorundadır.
5. Rakip oyuncu vuruş yapmak üzere iken konsantrasyonunu bozabilecek gürültüler (tebeşir sürmek ıstaka ucu zımparalamak v.s.) yapılmamalıdır.
6. Rakibin oyunu oturarak izlenmelidir.
7. Müsabakalarda her oyuncu kendi tebeşiri ile oynamalı ve sıra kendisinde değilken tebeşirini masada bırakmamalıdır.
8. Müsabaka boyunca mecbur kalınmadıkça rakiplerin birbirleri ile konuşmaması gerekir. Sorunlar ya da istekler sadece hakem aracılığı ile çözülmelidir.
9. Tertip komitesince belirlenecek kıyafet zorunluluğuna uymak gerekmektedir.
Bilardo Masası
Delikli ve deliksiz olmak üzere iki guruba ayırdığımız bilardo masaları imalat çeşitlerine ayak yapılarına göre de çeşitlilik arz etmektedir. Ancak imalatı ne şekilde olursa olsun bütün bilardo masaları değişmez uluslararası standartlara uygun ölçülerde imal edilmektedir.
Bir bilardo masasının iç havuz ölçüleri değişiklik arz edebilir fakat mutlaka boyu eninin iki katı olmalıdır. Standartlara uygun bazı masa ölçülerini aşağıdadır.
142×284 cm. Maç masası
127×254 cm. Pool – Yarı maç (dömi masa) masası
172×344 cm. Snooker masası.
Turnuvalarda kullanılan bilardo masaları yerden 75-80 cm. yükseklikte olmalıdır. Uzun bantlarda 7 kısa bantlarda ise mesafeleri birbirine eşit ve diabant Diamond ya da baklava adı verilen işaretler bulunur.
Bilardo Topları
Fenol reçinesinin preslenmesi ve tornalanması ile imal edilirler. Bu Maddenin özelliği dielektrik katsayısının çok düşük olmasıdır.
Karom disiplinleri için 615 mm çapında ve 205-220 gr. ağırlığında olmalıdır. Ancak bir masadaki toplar arasında 2 gr.dan fazla fark olmamalıdır.
Istaka
Istakalarda %7 neme kadar kurutulmuş sert Ağaç kereste kullanılır. Şaft kısmı akgürgen kelebek dip kısmı iseAbanoz ceviz teak dişbudak gibi kereste kullanılarak imal edilirler.
140-145 cm. boyunda olan ıstakalar için 510-550 gr. arası olanlar tercih edilir. Istakanın dip çapı 32 mm. Uç çapı ise 10-15 mm. arası olmaktadır.
Cepli Bilardo Kuralları
1. Rakipler arasında oyuna başlama önceliği her iki oyuncunun birlikte yapacağı bir atışla belirlenir. Her iki oyuncu ellerinde birer ıstaka topu ile açılış çizgisi gerisinde açış noktasının sağında ve solunda olarak yer alıp açış alanı içinden arka kısa banda çarpıp geri dönecek şekilde vuruşlarını yaparlar.
Ön kısa banda en yakın kalan topun sahibi atışın galibidir. Ancak bu atışta kazanan topun arka kısa banda en az bir defa teması şarttır. (Bant Atışı). Bu atışı kazanan oyuncu set açılışını yapma veya açış önceliğini rakibine kullandırma seçeneğine sahip olur.
2. Açış vuruşu açış alanı içindeki herhangi bir noktadan yapılabilir. Toplar her ayrı bir oyun disiplinindeki özel kurallara göre dizilir. Istaka topuna ıstakanın ucu temas ettikten ve top açış çizgisini geçtikten sonra oyun başlamış sayılır.
3. Eğer her oyun disiplinindeki özel bir kuralda belirtilmemişse bir atışın geçerli sayılabilmesi için ıstaka topunun en az bir hedef topa temas etmesi ve sonra;
a) En az bir hedef topun cebe düşmesi veya;
b) Istaka topu veya herhangi bir hedef topun en az bir bantla temas etmesi şarttır.
Bu koşulların gerçekleşmemesi hali FAUL sayılır.
4. Geçerli bir atış sonucunda oyuncu cebe (ceplere) top düşürmeyi başaramazsa “el” rakibe geçer.
5. Aşağıdaki belirtilen hareketler Faul sayılır.
a) Istaka topu önce nizami olmayan bir hedef topa temas ederse veya ıstaka topu nizami bir topa temas eder ve hiçbir top bir banda doğru yeterince hareket almaz veya akabinde cebe düşmezse
b) Istaka topu cebe düşerse
c) Herhangi bir top oyun alanı dışına çıkarsa
d) Eğer oyun hakem tarafından yönetiliyorsa; atıştan önce sonra veya atış sırasında herhangi bir topa ıstaka elbise veya vücudun herhangi bir bölümü ile temas etmek faul sayılır.
Eğer oyun hakem tarafından yönetilmiyorsa; ıstaka topuna oyun halindeyken temas etmek kasıtla bir hedef topa temas etmek veya kazanan atışın sonucunu etkileyecek bir topa temas etmek faul sayılır. Ancak atışın sonucuna etki etmeyecek bir topa kazaen temas etmek faul sayılmaz. Atış yapmayan oyuncunun tercihine göre yerleri bozulan toplar eski pozisyonlarına getirilir veya oldukları gibi kalır.
a) Banda yapışık bir topa oynarken cebe bir top düşürememek veya başka bir banda çarptırmak veya ıstaka topunu herhangi bir banda çarptıramamak
b) En az bir ayak yere basmaksızın atış yapmak
c) Istaka topu veya herhangi bir top hareket halindeyken atış yapmak (Kaldığı bir noktada dönmekte olan bir top hareket halinde sayılır).
d) Şayet ıstaka topunun ilk teması banda yapışık veya kendisiyle temas halinde (yapışık) olan bir topa ise ıstaka topu yapışık hedef topla temas ettikten sonra atış şu seçeneklerden biri ile son bulmalıdır;
i. Bir hedef top cebe düşer
ii. Istaka topu bant görür
iii. Banda yapışık olan top bir bant görür (yapışık olduğu bandı terketmesi yeterli değildir.)
iv. Herhangi bir bantla temas halinde olan başka bir hedef top bant görür.
Bu seçeneklerden biri gerçekleşmezse faul olur. (14+1 ve diğer oyun diğer oyun disiplinlerinde bu kuralın değişik yorumlarına dikkat ediniz.)
e) Aşırı kleps pozisyonuna girerek isteka topunu bir engelin üzerinden zıplatmaya çalışmak fauldür. Bir zıplatma atışı yaparken herhangi bir çıtlama faul sayılır.
f) Eğer isteka topu bir hedef topla temas halinde (yapışık) ve o topa normal atışa izin veriliyorsa atış sonunda hedef top hareket ederse isteka topu hedef topa çarpmış sayılır. isteka isteka topu ve hedef top temasıyla üçüncü bir topu hareket ettirmemeye dikkat ediniz.
g) İsteka topu eldeyken ve açış alanına koyulup atış yapılması gerekirken (Örn. 8 top açış faulü sonrası pozisyon düzeltme atışı) hakemin uyarısına rağmen bu alan dışına koyup atış yapılması faul sayılır.
6)Faulden sonraki penaltı (ceza) atışları her oyun disiplinindeki özel kurallarla açıklanmıştır.
7)Faullü veya temkinli atış aracıyla her oyun disiplinindeki özel kurallarla açıklanmıştır.
8)Eğer isteka topu veya herhangi bir hedef top cebe düşüp çıkıp tekrar oyun alanına dönerse cebe düşmüş sayılmaz. Top masanın üstünde kaldığı yerden devam edilir.
9)Toplar “dış etken” le hareketlenirse hakem topları ait olduğu yere yerleştirir. Eğer bu dış etkenden dolayı o sırada yapılan atış etkilenmişse toplar eski hallerine getirilerek atış tekrarlanır. Atışın başarısını etkilemeyen bir etmen varsa toplar eski yerlerine konur ve oyun devam eder. Eğer toplar ait oldukları yerlere yerleştirilemiyorsa oyun oyunu açan tarafın açışıyla tekrarlanır.
10).Cebin önünde ve düşmek üzere olan bir top 5 saniye veya daha uzun bir süre hareketsiz kaldıktan sonra “kendiliğinden” cebe düşerse cepten çıkarılıp eski yerinin mümkün olduğu kadar yakınına yerleştirilir. O sırada kontrol hangi oyuncudaysa oyuna devam etme hakkı onundur.
11)Oyuncular karar açılarını belirlemek amacıyla bantları veya çuhayı tebeşir veya benzeri maddelerle işaretleyemez. Bu hareket faul sayılı ve cezayı her oyun disiplininin kendine özel kuralları belirler.
12)Oyuncular isteka topu veya hedef topu herhangi bir açıklıktan geçip geçmeyeceklerini anlamak için top üçgen veya herhangi bir ölçü aleti kullanamazlar. Sadece isteka elde tutulduğu sürece açıklığın ölçümünde yardımcı olarak kullanabilirler. Böyle bir hareket faulü gerektirir ve cezayı her oyun disiplininin kendine özel kuralları belirler.
13)Zıplatma atışları: Tüm cepli bilardo oyunlarında ıstakayı dikerek atış yapıp darbeli vuruşla topu masa zeminine çarptırıp yükselmesini sağlamak nizamidir.
14)Eğer sırasını bekleyen oyuncu rakibi atış yaparken onun pozisyonunu bozarsa veya o sırada oyuna müdahale ederse faul yapmış sayılır. Ancak bir oyuncu sırası gelmeden oynar veya herhangi bir topu hareket ettirirse bu da dışarıdan müdahale olarak sayılır.
Üç Bant Kuralları
1.Bir sayı alınabilmesi için vuruş topunun en az üçbantı dolaştıktan sonra diğer toplara çarpması gereklidir.
2.Topların Yapışması Hali: Oyuna devam edecek olan sporcunun topu diğer toplardan herhangi birine yapışırsa sporcunun 4 seçeneği vardır.
a) Önce bantı görerek oynayabilir.
b) Yapışmayan topu önce görerek oynayabilir.
c) Topların açılmasını ve yerlerine konmasını isteyebilir.
d) Masse ile diğer yapışan topa çok az hareket vererek oynayabilir.
3.Topların Dışarı Çıkması Hali: Vuruşu yapıldığında toplardan herhangi biri dışarı çıktığında sayı alınsa bile geçersiz kabul edilir. Oynama hakkı rakibe geçer. Dışarı çıkmayan topların yeri kesinlikle değiştirilmez.
a)Top dışarı çıkmıştır. Bu durumda oyuna 2. top başlar.
b) Sadece 2. top dışarı çıkmıştır. Vuruşu 1. top yapmış ve rakibin topunu dışarı atmıştır. Oyuna 2. top devam edecektir.
c) 2. ve 3. toplar dışarı çıkmıştır. Vuruşu 1. top yapmıştır. Oyuna 2. top devam edecektir.
d) 3. top dışarı çıkmıştır. Vuruşu 1. top yapmıştır. Oyuna 2. top devam eder.
14+1 Kuralları
1) 14+1 bir isteka topu ve 15 tane numaralanmış renkli topla oynanır. Toplar bir üçgen yardımıyla üçgenin tepesindeki top piramit noktası üzerinde 1 numaralı top sağ köşede ve 5 numaralı top sol köşede yer akacak şekilde dizilir.
2) Oyun sırasında her oyuncu cebe düşüreceği hedef topu ve cebi deklare ettikten sonra nizami bir atışla cebe düşürdüğü her bir hedef top için 1 puan kazanır. Maç için önceden belirlenmiş toplam skora ilk ulaşan oyuncu maçı kazanır.
3) Oyun sırası bant atışıyla belirlenir. Bu atışı kazanan oyuncu oyunu açma veya açılış hakkını rakibine kullandırma seçeneğine sahiptir.
4) Bir oyunu açılış sırasında; Bir hedef top ve düşürmek istediği cebi deklare edip atışını yapmalı veya isteka topunun bir topa ve sonra bir banta temasını sağlamalı ve buna ek olarak 2 hedef topun bant görmesini sağlamalıdır.
5) Bir oyuncu nizami bir şekilde hedef topları ceplere düşürmeye devam ettiği sürece masada kalır ve oyuna devam eder. Oyuncu istediği herhangi bir hedef topla oynayabilir. Ancak atışını yapmadan önce düşürmek istediği topu ve cebi deklare etmek zorundadır. Tuş karom kombinasyon şeklinde detayların deklare edilmesi zorunlu değildir. Oyuncunun deklare ettiği topa ek olarak başka top veya toplarda ceplere düşerse her biri 1’er puan olarak oyuncunun puan hanesine yazılır. Bir oyuncu hedef top deklare etmek yerine temkinli atış deklaresi verebilir (savunma amaçlı).
6) Bütün atışlarda bir oyuncu isteka topunu bir hedef topla temas ettirmeli ve daha sonra; Bir hedef top cebe düşürmeli veya isteka topu veya herhangi bir hedef topun bir bant görmesini sağlamalıdır. Bu şartların gerçekleşmemesi halinde faul olur.
7) Her faul için faul yapan oyuncunun toplam puanından 1 puan düşürülür. İsteka topunun masa dışına çıkması isteka topunun cebe girmesi kasti faul ve üst üste 3. faul dışındaki faullerde masaya gelen oyuncu oyununa isteka topunun kaldığı yerden devam eder.
Nizami olmayan bir şekilde ceplere düşen toplar geri çıkartılır ve piramit noktasına yerleştirilir.
9) İsteka topunu veya herhangi bir hedef topu masa dışına çıkartmak fauldür. Eğer isteka topu masa dışına çıkarmak fauldür. Eğer isteka topu masa dışına çıkarsa o oyuncunun toplam puanından 1 puan düşürülür ve masaya gelen oyuncu isteka topunu açış alanı içine yerleştirerek oyuna devam eder. Eğer bir hedef top masa dışına çıkarsa top piramit noktasına geri yerleştirilir. O oyuncunun toplam puanından 1 puan düşürülür ve masaya gelen oyuncu isteka topunun kaldığı yerden oyuna devam eder.
10) Bir dizi topun 14. sü deliğe düştükten sonra 15. top masa üzerinde o an bulunduğu pozisyonda kalır ve ceplere düşürülmüş olan 14 top üçgenin tepesi boş kalacak şekilde dizilir. Oyuncu daha sonra masada kalmış olan 15. topu cebe düşürerek dizilmiş olan top grubunu bozmaya çalışır ve böylece serisine devam eder. Ancak oyuncu masada kalmış olan 15. topa atış yapmak zorunda değildir. Dilediği herhangi bir hedef topla oynayabilir. Eğer masada kalmış olan 15. top üçgenin normal yerine dizilmesine engel oluyorsa açış noktası üzerine yerleştirilir. Eğer isteka topunun kaldığı yer üçgenin dizilme bölgesi içindeyse isteka topu oyuncu tarafından açış alanı içinde herhangi bir yere yerleştirilir.
11) Eğer bir oyuncu üst üste iki atışta faul yaparsa iki faul uyarısı yapılır. Eğer uyarılmasına rağmen 3. atışında da faul yaparsa her bir faul için almış olduğu 1 puan cezaya ek olarak 15 puan üst açılış atışıyla oyuna devam edilir. Bu atış için açılış açışının tüm kuralları geçerlidir.
8 Top Kuralları
1. 8 top disiplini bir isteka topu (beyaz) ve 15 adet numaralanmış renkli topla oynanır. Renkli toplar iki gruba ayrılır:
a) 1-7 (numara) arası düz renkli toplar
b) 9-15 (numara) arası ‘kuşaklı renkli toplar
8 (numara) ‘düz siyah renkli’ son hedef topu olarak top grubunu oluşturur. Toplar eşit kenar üçgen içerisinde üçgenin ucundaki top piramit noktasına basacak şekilde 8 numaralı top üçgenin ortasında ve üçgen tabanın her iki köşesindeki toplar bir kuşaklı bir düz renkli olmak üzere dizilerek yer alırlar.
2. Oyun sırası bir bant atışıyla belirlenir veya atışı kazanan oyuncu açış yapma seçeneğine sahip olur veya rakibine açtırabilir. Bunu takip eden setlerde oyuncular sıra ile değişerek açılış yaparlar.
3. Açılış yapan oyuncu isteka topunu açış çizgisi gerisindeki açış alanı içinde herhangi bir yere yerleştirerek atış yapar. Açılışta oyuncu en az 4 topun bant görmesini sağlamalı veya en az bir topu cebe düşürmelidir. Bunların gerçekleşmemesi halinde veya başka bir faul yapılırsa masaya gelen oyuncu:
a) Topları kaldığı şekilde kabul eder ve oyuna devam eder veya
b) İsteka topunu alır ve açış çizgisi gerisine koyup oyuna devam eder veya
c) Topların tekrar dizilmesini ister ve açılışı hangi oyuncunun yapacağına karar verir.
4. Eğer açılışta 8 numaralı top cebe düşerse açılışı yapan oyuncu topların yeniden dizilmesini isteyebilir veya 8 numaralı topu cepten çıkarttırıp piramit noktasına koydurur ve atışına devam eder. Eğer açılışı yapan oyuncu açış atışında 8 numaralı topu cebe düşürürken aynı zamanda da isteka topu cebe düşerse rakip oyuncu topları yeniden dizdirme veya 8 numaralı topu cepten çıkarttırıp piramit noktasına koydurma ve isteka topunu açış alanı içine yerleştirerek atışına devam etme hakkına sahiptir.
5. Açış atışı sonunda cebe düşen toplara bakılmaksızın masa açık kabul edilir (oyuncular henüz top grubu seçimi yapmamışlardır).
6. Açış atışından sonra deklare edilen cebe başarıyla düşürülen ilk top o set süresince o oyuncunun hedef top grubunu belirler.
7. Bir oyuncunu hedef top grubu belirlendikten sonra oyuncu birbirini takip eden tüm atışlarında isteka topunu ilk olarak kendi top grubundan bir topla temas ettirmeli ve
a) Bir hedef topu cebe düşürmeli veya
b) İsteka topunun veya herhangi bir hedef topun bir bant görmesini sağlamalıdır.
Eğer oyuncunun diğer hedef topları masa üzerindeyse isteka topunun o oyuncu tarafından ilk olarak 8 numaralı topla teması faul sayılır.
8. Bir topun cebe düşürülmesi amaçlandığında bir oyuncu hem topu hem de düşürmek istediği cebi deklare etmek zorundadır. Oyunu ancak oyununa deklare etmiş olduğu kendi hedef grup toplarını nizami olarak cebe düşürdüğü sürece devam edebilir. Eğer bir oyuncu doğru hedef grubundan deklare etmiş olduğu bir topu cebe düşüremezse veya faul yaparsa kendi atış sırası biter ve el rakibe geçer.
Ceplere düşürülen tüm toplar ister nizami bir atış sonucu veya faul atışı sonucu olsun ceplerde kalır. Kombinasyon ve karom atışlarına izin verilir ve isteka topunun ilk olarak oyuncunun kendi grup toplarına temas etmesi şartıyla önceden deklare edilmesi zorunlu değildir.
9. Oyunda aşağıda belirtilen ihlaller faule nedendir:
a) Nizami bir atışı uygulayamamak.
b) Bir atış sırasında isteka topunun kazaen cebe düşmesi
c) Açış atışında isteka topunun kazaen cebe düşmesi
d) Nizami oyun dışında herhangi bir şekilde isteka topunu hareket ettirmek veya isteka topuna dokunmak faul sayılır.
10. Yapılan bir faulden sonra rakip oyuncu isteka topunu eline alır. Bu demektir ki; oyuncu isteka topunu masa üzerinde herhangi bir yere yerleştirip istediği yöne oynayabilir. Bunun tek istisnası açış sırasındaki fauldür. Bu durumda masaya gelen oyuncu isteka topunu açış çizgisi gerisine yerleştirmek ve isteka topu açış çizgisini geçecek şekilde atış yapmak zorundadır.
11. Set bir oyuncunun kendi grup toplarının tamamı cebe düştükten sonra 8 numaralı topu deklare edeceği cebe ayrı bir nizami atışla düşürmesi sonucunda kazanılır.
12. Bir oyuncu şu ihlaller sonucu seti kaybetmiş sayılır
a) 8 numaralı topu cebe düşürürken faul yapması.
b) Kendi grubundan son topla birlikte 8 numaralı topu cebe düşürmesi
c) 8 numaralı topu oyun esnasında herhangi bir şekilde oyun alanı dışına çıkartması
d) 8 numaralı topu deklare ettiği cep dışında bir cebe düşürmesi
e) 8 numaralı topu nizami hedef top olmadığı durumda iken cebe düşürmesi
f) Arada bir nizami atış olmadan ardarda 3 atışta peş peşe 3 faul yapması.
8 numaralı topa atış yaparken 8 numaralı top cebe düşmez veya masa dışına çıkmazsa isteka topunu kazaen cebe düşürmek veya faul yapmak set kaybı değildir
9 Top Kuralları
1) 9 top bir isteka topu ve 1’den 9’a kadar numaralandırılmış 9 adet renkli topla oynanır. Toplar 1 numaralı top piramit noktasında 9 numaralı top merkezde olmak üzere “elmas” şeklinde dizilir.
2) Oyuncu her atışında isteka topunu ilk olarak masa üzerindeki en küçük numaralı topla temas ettirmek zorundadır. Herhangi bir top veya topu düşürülmek istendiği cep deklare edilmek zorunda değildir. Bu şekilde 9 numaralı topu nizami olarak cebe düşüren oyuncu oyunu kazanır.
3) Oyun sırası bant atışıyla belirlenir. Bant atışını kazanan oyuncu açılış yapmak veya rakibine kullandırma hakkına sahiptir. Takip eden oyunlarda bir oyunu kazanan oyuncu diğerini açma hakkına sahip olur.
4) Açılış vuruşunda oyuncu atışını isteka topu açış alanı içindeyken yapmak zorundadır. Açılış yapan oyuncu atışın nizami sayılabilmesi için en az bir hedef topunu cebe düşürmeli veya en az dört topun bant görmesini sağlamalıdır. Bu şartların gerçekleşmemesi veya isteka topunun cebe düşmesi halinde açılış faulü yapılmış olur ve rakip oyuncu isteka topunu masa üzerinde herhangi bir yere yerleştirerek oyuna devam eder.
5) Bir atışın nizami sayılabilmesi için isteka topu ilk olarak masa üzerindeki en küçük numaralı hedef topla temas etmeli ve sonra herhangi bir hedef top cebe düşmeli veya herhangi bir top bir bant görmelidir. Bu şartların gerçekleşmemesi halinde faul olur.
6) Bir oyuncu isteka topunu ilk olarak masa üzerindeki en küçük numaralı topla temas ettirdiği sürece o top veya herhangi başka bir veya birden fazla top cebe düşerse oyuncu atışına devam eder.
7) Nizami bir açılış atışının hemen sonra atış hakkı olan oyuncu ‘top sürme’ oynayabilir. Bir oyunda ‘top sürme’ hakkının kullanılabildiği tek atış budur. Oyuncu top sürme amacıyla atış yaptığını deklare etmek zorundadır. Bir ‘top sürme’ atışında oyuncu isteka topunu cebe düşürmediği sürece (bu fauldür) istediği yere atış yapabilir. Herhangi bir topa veya banta teması zorunlu değildir. Nizami bir ‘top sürme’ atışından sonra masaya gelen oyuncu isteka topunun kaldığı pozisyondan oyuna devam edebilir veya atış hakkını ‘top sürme’ yapmış olan oyuncuya kullandırabilir.
Bir oyuncu faul yaparsa rakibi isteka topunu masa üzerinde istediği yere yerleştirip istediği yöne doğru oynayabilir.
9) 9 numaralı top dışında faullü bir atış sonucunda cebe düşen veya herhangi bir şekilde masa dışına çıkan top masaya geri yerleştirilmez.
10) Herhangi bir topun masa dışın çıkması faul sayılır. Masa dışına çıkan top masaya geri dönmez ve rakip oyuncu isteka topunu masa üzerinde istediği yere yerleştirip oyuna devam eder.
11) Eğer aynı oyuncu bir oyun içerisinde birbirini takip eden üç atışında üç kez üst üste faul yaparsa oyunu kaybeder. (O seti kaybeder).
Shooker Kuralları
1875’lerde Hindistan’da İngiliz askerler tarafından oynandığı bilinmektedir. İlk zamanlarda 1 beyaz top (cue ball) 15 kırmızı top ve 1 siyah topla oynanan Snooker’de sonraları sarı-yeşil ve pembe toplar ilave edilmiştir. Mavi ve kahverengi toplarında sonradan ilavesi ile bu günkü oynanan şeklini almıştır.
Oyunun İngiltere kökenli olduğu bilinmekte ve 2. Dünya savaşına kadar en parlak devrini yaşamıştır. 1960’larda renkli televizyonun icadı ile Snooker yeniden popüler olmuştur. İlk Snooker Kulübü 1885 yılında kurulmuştur ve 1908 yılında açılan “Billiards Control Club” oyununun temel kurallarını oluşturmuştur. Uluslararası Snooker Federasyonu (IBSF) 1973 yılında kuruldu.
Profesyonel sporcular ise 1968 yılında “World Professional Billiards and Snooker Association (WPBSA)’yı oluşturdular.
SNOOKER KURALLARI
1) Oyuna bant atışı ile başlanır. Bant atışını kazanan sporcu başlama ya da başlatma hakkına sahiptir. Genellikle hata yapma olasılığı fazla olduğu için başlangıç hakkı bant atışını kazanan oyuncu tarafından rakibe verilir.
2) Oyuna başlayan ya da sıra kendisine gelen sporcu önce kırmızı toplardan birine veya birkaçına temas ettirmek zorundadır. Topu deliğe sokmak için atış yapıyorsa hangi delik olduğunu deklare etmelidir. Eğer deklare ettiği kırmızı topu deliğe soktu ise şimdi renkli bir topa atış yapmalı ve bu top ile sokmak istediği deliği deklare etmek zorundadır (Örn. Mavi top 3 numaralı deliğe gibi…). Oyun bu şekilde bir kırmızı bir renkli top sokarak devam ettirilecektir.
3) Her sokulan kırmızı top 1 puan kazandırır.
4) Renkli toplardan sarı 2 yeşil 3 kahverengi 4 mavi 5 pembe 6 ve siyah top 7 puan değerindedir.
5) Kırmızı toplar deliklere girdiği zaman tekrar dışarı çıkarılmaz. Kırmızı toplar bitene kadar renkli toplar delikler girdikçe tekrar masadaki işaretli yerlerine konur. Kırmızı topların hepsi deliklere girdikten sonra renkli toplar puan değerlerine göre sıra ile (sarı yeşil kahverengi mavi pembe ve siyah) sokulmalıdır. Bu aşamada deliğe giren renkli toplar dışarı çıkarılmaz.
6) Beyaz top bir kırmızı topa vurmadan renkli toplardan birine çarparsa o sporcu 4 ceza puanı alır. Bu ceza puanı toplam puanlardan eksiltilir. Ancak hatalı görüş 5-6-7 nolu toplara (mavi pembe siyah) yapıldı ise ceza puanı o topun puanı kadar olur.
7) Renkli toplara atış yapılması gerekirken önce kırmızı topa temas sağlanırsa ceza puanı yine 4’tür.
Beyaz top deliğe girerse 4 ceza puanı alınır. Rakip sporcu oyuna istediği yerden devam edebilecektir.
9) Eğer atış sonunda deklare edilen top girerse ve beyaz top diğer toplardan bir veya birkaçını deliklere sokarsa deklare edilmese bile geçerlidir.
10) Genellikle turnuva maçları 5 galibiyet seti üzerinden oynanır.
11) Bir sette sporcunun ulaşabileceği max. Sayı 147’dir.
12) Sayısal olarak geride kalan sporcu eğer masadaki topları sokarak aradaki farkı kapatamıyorsa defans uygular. Beyaz topu saklayarak rakibin hata yapmasını ve puan kaybetmesini sağlamak zorundadır.
13) Oyunu başında her iki sporcuda pasif (karot) oyunu seçer. Hata yaparak açık pozisyon bırakan sporcu oyun insiyatifini rakibe kaptıracaktır.
Bu oyun için özel yapım araçlar (toplara ıstakanın ve elin temas etmemesi için) kullanılabilir